2023 yılının Ocak ayında 5 yaşındaki kızımızla birlikte Londra’ya gittik. 3 günlük Londra gezimiz boyunca birkaç ulusal müzeyi ziyaret ettik ve tüm bu gezi sırasında çok şaşırdığım bir şey oldu: Birçok ulusal müze ücretsizdi. Hatta öyle ki en popüler müzelere bile giriş ücreti vermedik. Sonra, bu uygulamanın sadece Londra’da mı yoksa İngiltere genelinde mi olduğunu merak ettim ve araştırdım. Sonuç: Ücretsiz giriş, Birleşik Krallık’taki tüm ulusal müzelerde standart uygulamaymış. Ancak bazı sergileri görüntülemek için giriş ücreti talep edilmekteymiş. Bu ne muhteşem bir şans değil mi?
Biz, 3 günlük seyahatimiz boyunca şu müzeleri ziyaret edebildik:
Natural History Museum
Doğa Tarihi Müzesi, 5 ana koleksiyona sahip: Botanik (bitki bilimi), entomoloji (böcek bilimi), mineraloji (mineral bilimi), paleontoloji (taşıl bilim) ve zooloji (hayvan bilimi). Müzeye girdiğimiz anda tavandan sarkan mavi balina iskeleti ile karşılaştık ve onun dinazor olduğunu düşünmüştük. Daha sonra balina iskeleti olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık. Ama müze boyunca birçok hayvan kalıbı, soyu tükenen hayvanları ve bitkileri göreceksiniz. Bu müzeyi gezerken hem siz hem de çocuklarınız çok eğlenecek çünkü müzenin birçok alanında interaktif alanlar da bulunuyor. Burada çocukların gözlem yapmasına da izin veriliyor.
Science Museum
Bu müzeye girip de aşık olmamak mümkün değil. Londra’da olduğumuz süre boyunca sadece 4 müzeye gidebilmiştik. Onun dışında bu yazıya yer vermeyeceğim bir de “Frameless” adında bir sergiye gitmiştik ki hayatımda gittiğim en güzel sergilerden biriydi bence. Her neyse bu konumuz dışı. Gittiğim müzelerden en etkileyici olanı kesinlikle Bilim Müzesiydi.
Bilim Müzesi iki binadan oluşuyor: Ana bina ve karşılama kanadı. Enerji, uzay, mühendislik, matematik, kimya gibi bölümlerle size muhteşem bir deneyim armağan edeceğinden emin olabilirsiniz. “Benim bilimle hiç ilgim yok” diyorsanız bile bu müzeyi ziyaret etmeden Londra’dan dönmemelisiniz.
Tate Modern
Dünyanın en büyük modern ve çağdaş sanat müzelerinden biri Tate Modern, içeriye girdiğiniz andan itibaren yüksek tavanı ve tam ortada sergilediği ürünü ile size, “ben farklı bir yere geldim” dedirtecek muhteşemlikte. ayrıca çocuklar için de şimdiye kadar hiçbir yerde görmediğim aktiviteleri var. Öncelikle bir çocuk aktivite bölümü var: Burada oyuncaklar, kitaplar ve aktiviteler oluyor. Ayrıca üst katta da çocukların tablet üzerine çizim yapmalarına fırsat veren bir oda var. İsterseniz çiziminizi duvara da yansıtabilir ve herkesin görmesini sağlayabilirsiniz.
Bir de söylemeliyim ki buraya gidecekseniz hemen yanındaki Shakespeare’s Globe’a da mutlaka zaman ayırın. Belki bir oyun izleyebilir ya da en azından dışarıdan görebilirsiniz.
Victoria and Albert Museum
Bu müze için gerçekten çok zaman ayırmanız önemli. Bizim maalesef çok kısıtlı zamanımız olduğu için hızla yürüyerek dolaşmak zorunda kaldığımız ama bu kısacık süreçte bile bizi etkilemeyi başaran müze, çok değerli sanat eserleri ile dolu. Bu müzenin, dünyanın en geniş süsleme sanatları ve dizayn içeriğine sahip olduğunu biliyor muydunuz? 1852’de kurulan müze, eski çağdan günümüze kadar, 5000 yıllık bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Londra’da Bulunan Ücretsiz Müzeler
Biz sadece dört tanesine gidebilmiş olsak da sizin, içinden seçip gidebileceğiniz 20 tane ücretsiz müze listesi vermek istiyorum.
- British Museum: Dünya sanatı ve eserlerinden oluşan geniş koleksiyona sahip. Muhtemelen İngiltere’nin en ünlü müzesi…
- Natural History Museum: Doğadan çok çeşitli örneklere ev sahipliği yapar.
- Victoria ve Albert Museum: Dünyanın en büyük sanat ve tasarım müzesi.
- Tate Modern: Dünyanın en büyük modern ve çağdaş sanat müzelerinden biri.
- Science Museum: Çok çeşitli bilim ve teknoloji sergileri sunar.
- Museum of London: Londra’nın tarih öncesi çağlardan günümüze kadar olan hikayesini anlatır.
- Imperial War Museum: Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar Britanya’yı ilgilendiren çatışmaları kapsar.
- National Maritime Museum: Dünyada türünün en büyük müzesidir.
- Tate Britain: 1500’den günümüze İngiliz sanatının evi.
- National Galery: 13. yüzyılın ortalarından 1900’e kadar uzanan 2.300’den fazla tabloya ev sahipliği yapıyor.
- Wallace Collection: 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar güzel ve dekoratif sanatlar içerir.
- Sir John Soane’s Museum: Neo-klasik mimar John Soane’nin eski evi.
- Horniman Museum and Gardens: Antropoloji, doğa tarihi ve müzik enstrümanları üzerine sergiler sunuyor.
- Royal Air Force Museum: Havacılık tarihini ve İngiliz RAF’ını kapsar.
- Museum of London Docklands: Thames Nehri’nin tarihini, Londra Limanı ve Docklands’ın büyümesini araştırıyor.
- Guildhall Art Galery and Roman Amphitheatre: Çeşitli sanat eserlerine ve Roma kalıntılarına ev sahipliği yapıyor.
- Bank of England Museum: İngiltere bankasının tarihini araştırıyor.
- V&A Museum of Childhood: Birleşik Krallık’ın ulusal çocukluk eşyaları koleksiyonuna ev sahipliği yapar.
- Petrie Museum of Egyptian Archaeology: Mısır ve Sudan arkeolojisine ait 80.000’den fazla nesnenin olduğu müze.
- Grant Museum of Zoology: Zoolojiye odaklanan doğa tarihi koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Ücretsiz Müzelere Giderken Aklınızda Bulunması Gereken Tüyolar
- Giriş ücretsiz olduğu için bu müzeler bazı günler çok kalabalık olabiliyor. Özellikle de okul gruplarının olduğu zamanlara denk gelirseniz biraz yoğunluk olacağı için alacağınız keyif de düşebilir. Bu nedenle hafta içi sabah saatleri ya da hafta sonu kapanmasına birkaç saat kala buraları ziyaret etmek daha mantıklı olabilir.
- Bu müzelerin giriş ücreti yok ancak bağış yapmanız her zaman takdire şayan bir hareket olduğu için eğer dilerseniz bağış yaparak müzeye katkı sağlayabilirsiniz.
- Müzelerin sonunda mutlaka bir alışveriş ve kafe bölümü bulunuyor. Eğer dilerseniz buralardan bir şeyler alarak bu gezinizi hem unutulmaz kılabilir hem de bu ziyaretin anlamını artırabilirsiniz. Ben özellikle bilim müzesindeki alışveriş dükkanındaki nesneleri ve Victoria ve Albert Müzesi’nin kafe bölümünü unutamıyorum. Victoria ve Albert Müzesi’nin kafe bölümünde aldığım yemek seçimim çok iyi olmasa da oranın ambiyansı için kesinlikle bu deneyimi yaşamaya değerdi.
Ebru Yılmaz
