10 – 11 Aralık Şeb-i Arus turumuzda izleyeceğiniz tören ile manevi olarak huzur bulacağınızdan şüphemiz yok. Ancak bu tur sadece bu törenleri görüp dönmekten ibaret olmadığı için turun geri kalanında sizi neler beklediğinden kısaca bahsetmek istedik.
Öncelikle Konya’nın sınırlarına girdikten sonra aklınıza ilk gelmesi gereken şey bölgenin güzel yemekleri olmalı. Eti, mutfaklarında oldukça fazla kullanan Konyalıların en popüler yemeklerinin başında ‘Tandır’ları ve ‘Etli Ekmek’leri geliyor. Her ne kadar etli ekmeğin ismi daha çok duyulmuş olsa da tandırlarının tadına bir kez baktıktan sonra ne kadar muhteşem bir şey olduğunu keşfedeceksiniz ve artık tandır yemek için yolunuzun Konya’dan geçmesine gerek bile kalmayacak, sırf onu yemek için bile Antalya’dan Konya’ya yolculuk yapacaksınız.
Yemekten bahsettikten sonra bir de dönüş yolunda sizleri bekleyen şeylerden bahsetmek istiyoruz. En önemli duraklarımızdan birisi Sille… Eski bir Rum beldesi olan Sille, Karamanlı Ortodoksların mübadele öncesi yerleşim yeridir. Roma, Bizans, Kudüs yolu üzerinde yer aldığı için önemli bir dini merkez olan Sille, Selçuklu döneminde olduğu gibi Osmanlılar devrinde de tarihi İpek ve Baharat yolları üzerinde olması nedeniyle önemini hiç yitirmemiştir.
Daha sonra uğrayacağımız Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camii’dir. Anadolu’daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinali olması dolayısıyla büyük öneme sahip olan caminin malzemeleri de oldukça değerlidir. 6 metre yüksekliğinde, çini mozaik ile kaplı çok görkemli bir mihraba sahip olan caminin anıtsal bir taç yapısı vardır. Bu camiyi gezerken, işçiliğine hayran kalmamak elde değil.
Antalya yolundaki son durağımız ise Beyşehir Gölü olacak. Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Beyşehir Gölü’nün muhteşem manzarası eşliğinde yiyeceğiniz enfes bir yemekten sonra Antalya’ya hareket başlayacak…
Buraları gezerken hem tarihe tanıklık edecek hem de Mevlana’nın öğretilerinden duygu yüklü bir gecenin ambiyansını yaşama fırsatı elde edeceksiniz.