fbpx

‘Kar’ ve ‘buz’ denilince akla gelen ilk halk, Eskimolar oluyor. Onların buzdan evlerini görüp de içinde en azından birkaç saat geçirmek istemeyenimiz yoktur sanırım… Alışılmışın dışındaki hayatları, yemek kültürleri ve soğukla mücadele şekilleriyle beni oldukça etkileyen Eskimo Halkının hayranlık bırakan yaşam öyküsünü araştırmak ayrı bir zevkti…

Eskimolar Nerede Yaşarlar?

Doğu Sibirya, Alaska, Kanada ve Grönland olarak dört ülkeye dağılmış şekilde yaşayan Eskimolar, Labrador ve Bering Denizi dolaylarında yaşayan bir insanlık kavmidir. Buraya nasıl geldiklerini tam olarak bilmememize rağmen göç nedenleri hakkında birçok efsane anlatılmaktadır. Bu görüşlerin bir tanesi Eskimoların kuzeye, Asya’dan geldiği yönünde olurken bir diğeri de Eskimoların Kızılderililer ile akrabalık bağı olduğu yönündedir. Ancak henüz bunların hiçbirisi kanıtlanmış değildir.

Eskimolar Kızılderililer ile Akraba Mıdır?

Eskimoların Kızılderililer ile akrabalık bağının olduğunu savunan görüş, “Eskimo” ismini kavme, Kızılderililerin verdiğini de iddia etmektedir. Bu kelimenin anlamı “çiğ et yiyen” demektir.
Yüz hatları Moğolları andıran Eskimoların en büyük özelliği, ayaklarının küçüklüğü, burunlarının darlığı, boylarının kısalığıdır (1.50-1.60 m). Avcılık ve toplayıcılık yapan Eskimolar, kış mevsimlerini, odundan ya da buzdan yaptıkları evlerde geçirirler. Her mevsim ava çıkan Eskimolar, giyeceklerini, avladıkları kurt, porsuk postları ve rengeyiği derisinden sağlar; ayakkabılarını ayıbalığı derisinden yaparlar. Fok balığının etini yer, yağıyla hem ısınır hem aydınlanırlar. Süt içmez, taze sebze ve meyve yemezler; gerekli vitamini, bol çiğ et ve balık yiyerek sağlarlar. Eskimolar kış aylarında ava çıkarken “Komatik” dedikleri köpeklerin çektikleri kızakları kullanırlar ve uzun süren avlarda da buzdan yaptıkları, “igloo” denilen kulübelerde kalırlar. Henüz daha ilkbahar mevsimindeyken önlerindeki kış mevsimini de düşünerek bol bol hayvan avlarlar. Yazları, ırmak ve deniz kenarlarında hayvan derilerinden yapılan çadırlarda geçirirler.

Aleut Halklarının en büyüğünü oluşturan Eskimolar, Aleut dilleri topluluğuna ait dille konuşurlar. 10.000 sözcükten oluşan bu dil, genizden konuşulur. 20. Yüzyıla kadar resim biçimindeki yazıları kullanan Eskimolar, şimdi artık yeni bir alfabe kullanıyorlar. Son yıllarda iletişim olanaklarının artması Eskimoları da olumlu yönde etkileyince Eskimolar dış dünyayla daha çok iletişim kurmaya başladı ve bu durum, yaşam şekillerine de yansıyarak değişimi de beraberinde getirdi. Dünyanın en kuzeyinde ve zorlu şartlarda yaşayan Eskimolar, ilkel yaşamdan biraz daha sıyrılarak modern yaşama yavaş yavaş adım atmaya başladı…

Eskimoların Yaşam Tarzı

Daha fazla yiyecek bulabilmek için deniz kenarlarında yaşamayı tercih eden Eskimolar, denizden en fazla 40-150 km uzaklaşırlar. Doğu-batı istikâmetinde 6000 km, düz bir hatta yaşayan yegâne yerli topluluktan olan Eskimolar, aralarındaki mesafenin bu kadar geniş olması sebebiyle dünyanın en az nüfus yoğunluğuna sâhip toplumu hâline gelmişlerdir. Geleneklerine bağlı olan Eskimolar, lisanlarını ve âdetlerini devam ettirebilmek için ekstra titizlik göstermektedirler.

Eskimolar, önceden, “kayak” adını verdikleri enteresan ve deriyle kaplanmış tek kişilik kayıklarını avlanırken kullanırlardı ve sıçrayan dalgalardan korunmak için de üzerlerine su geçirmez bir deri ceket giyerlerdi. Kayık devrilse bile, elbiseleri onları koruduğu için yaralanmadan kurtulabilirlerdi. Bugün kayaklar ve kayıklar yerlerini, madenden yapılmış botlara ve motorlu deniz taşıtlarına bırakmıştır. Köpeklerin çektiği kızaklar da yerlerini, gemilere ve otomobillere devretmiştir. Petrol bulunması dolayısıyla modern yollar yapılmış ve birçok ekonomik yenilikler de böylece Eskimoların hayatlarına girmiştir.

Eskimoların Dini İnanışı

Eskimolarda dini inanış da yıllar içinde değişime uğramıştır. Eskiden Eskimolar, tabiat kuvvetlerini yöneten ruhlara inanırlardı. Fakat son yıllarda hayatlarında birçok değişikliğe imza atan Eskimolar, Hıristiyanlığı benimsemeye başladılar. Medeniyetten uzak Eskimo kabileleri ise, ‘Angagkok’ adı verilen şamanların etkisi altındadır. Etkisi altında bulundukları Angagkoklar; büyücülük, doktorluk ve bunlara benzeyen işleri yaparlar.

Eskimolar, çevrelerindeki farklı halklardan da oldukça çok şey öğrenmişler. Özellikle beyazlardan öğrendikleri ‘Tokalaşma’ onlar için çok önemli bir anlam ifade eden hareket olmuştur. Kavim, tokalaşmayı o kadar benimsemiştir ki, tokalaşma uzun sürecek bir dostluğun başlangıcı sayılmaktadır. Bunun dışında Eskimoların selamlaşma stilleri de oldukça değişiktir. Eskimolar birbirleriyle, burunlarını birbirlerine sürterek selamlaşırlar. Yaşlıların ve çocukların bakımına oldukça dikkat edilir. Yaşanılan kasabadaki ev sayısı 200’ü geçmemektedir. Kavga ve savaş gibi kavramlar bu kavimde bilinmemektedir. Aynı zamanda Eskimolar, müziğe de oldukça meraklıdır.

Leave a Reply

Ödemeye Devam Et