Eğer yaz aylarını seviyorsanız ve özellikle kalın kazakların ortasında bir t-shirt molası vermek istiyorsanız bu destinasyona bayılacaksınız. Peki, Costa Toscana ile Dubai & Abu Dabi & Katar & Umman turu yapmamızın tek sebebi hava durumu olabilir mi? Tabii ki değil!

Geçen sene eşim Dubai & Abu Dabi tarafını gezmişti ve geldiğinde bir ay boyunca hiç durmadan bu iki şehri anlattı. Bu sene de Costa Toscana gemisi ile gitme fırsatı doğduğunda çocuklar gibi şen şakraktı. Ben tabi gidip de Dubai, Abu Dabi, Katar ve Umman’ı görene kadar bu mutluluğa anlam veremedim. “En fazla ne olabilir ki” diye düşünürken şimdi herkese oraları anlatırken buluyorum kendimi. Ve tabi en önemlisi bu geziyi Costa Toscana gemisi ile yapmanın avantajları çok fazlaydı. Bunların hepsine tek tek değineceğim.
Costa Toscana Gemisi ile Dubai & Abu Dabi & Katar & Umman Turunun En Sevdiğim Tarafları
- Bu turun en avantajlı tarafı, Antalya’dan direkt Dubai’ye uçmaktı. Aktarma, bekleme, ekstra fazladan valiz taşıma ve uzun saatler havalimanında helak olmanın olmadığı her yolculuğu çok severim. Bir de çoğu geziyi, henüz yeni 6 yaşına girmiş bir kız çocukla yapıyor olduğumuz için direkt olan her şey bizim için çok daha kolay.
- Bir diğer ve daha avantajlı tarafı ise bu turu Costa Toscana gemisi ile yapıyor olmaktı. Gemi turu yapmış olanlar çok iyi bilirler ki, her gün ayrı şehirde uyanabildiğin ama bunu yaparken her gün valiz topla derdinin olmadığı en konforlu tatil yöntemi gemi seyahati. Costa Toscana gemisi ile 4 şehir 3 ülke gezdik ve değişen tek şey manzamızdı; ne konforumuz değişti ne de tatilden aldığımız keyif…

- Turun en sevdiğim bir diğer tarafı da Dubai’yi keşfetmek oldu. Her gördüğüm yerde Fırat’a biraz daha hak verdim ve inanamayacaksınız ama Dubai’ye beş kere gitseniz, beşinde de yapacak başka şeyler mutlaka bulursunuz. Hem gündüz hem gece hayatı inanılmaz güzel ve şaşalı.
Tur boyunca en çok hoşuma giden ilk 6’nın listesi ise şu şekilde:
- Birincisi, turun son günü gittiğimiz, Yas Adası denilen bölgede yer alan tema parklar Ferrari World ve Warner Bros. Aslında bu bölgede 4 farklı tema park ve bir de Ferrari World’ün içinde olduğu kocaman bir alışveriş merkezi var. Tema parklar: Ferrari World, Warner Bros, Waterworld ve SeaWorld. Biz gittiğimizde iki bilet girişimiz vardı ve Waterworld zaten bir aylığına kapalıydı. Ferrari World’ün de içindeki en eğlenceli makinalardan bazıları film çekimi sebebiyle kullanım dışıydı. Yine de Ferrari World’de keyif aldık. Ama asıl bir sonraki parka geçtiğimizde, keşke Ferrari World’e daha az zaman ayırsaydık diye düşündük. Hatta Warner Bros zaten tek başına bile yeterli olurdu. İster çocuk olun ister yetişkin, buraya girdikten sonra çıkmak gerçekten çok zor olacak. Dubai ya da Abu Dabi’de yaşıyor olsaydım bu parka yıllık bilet kesin alırdım. Ama şu da var ki, Dubai ve Abu Dabi tema park konusunda oldukça iddialı. Bu iki şehirde eğlence turizmine yönelik onlarca büyük tema park var ve hepsi birbirinden güzel.
- İkincisi, Dubai’deki çöl safari ve sonrasındaki yemekli eğlence tek kelimeyle muhteşem. Çöl safari hep çok duyduğum ve biraz da abartıldığını düşündüğüm bir aktivite oldu ama bu kadar heyecan verici olacağını asla tahmin edemezdim. Ardından da gittiğimiz kampta güzel bir yemek eşliğinde peş peşe harika gösteriler izledik.
- Üçüncüsü ise, gemide tam bir gün geçirmek oldu. Koştur koştur her gün bir yerlere giderken bir tam günü keyif yaparak, o bar senin bu restoran benim gezerek ve odada hiçbir şey yapmadan dinlenerek geçirmek bana çok iyi geldi. Bir de gemideki Nutella at Costa Bar’a gidip gidip çilek, muz, Nutella ve kremalı krep yemekle meşgul olduk. Evde yaptım aynısı bir türlü olmadı ama neticede benim için Nutella, çilek ve muzun yan yana olduğu her şey muhteşem. Costa Toscana gemisi seyir halinde iken yapacak çok şey bulacaksınız. Gemideki özel restoranlardan bir iki tanesini deneyebilirsiniz, güneşlenebilir ve kitap okuyarak içeceğinizi yudumlayabilirsiniz, spor yapabilirsiniz, kendinize masaj ve SPA hediye edebilirsiniz, odada dinlenebilirsiniz, güvertede ufuk çizgisinin ve nadir de olsa kendini gösteren yunusların tadını çıkarabilirsiniz, sushi barda kendinize suşi ısmarlayabiir ya da müzik ve gösterileri izleyebilirsiniz. Costa Toscana gemisine ister çocuklu gelin ister çocuksuz hatta ister arkadaşlarınızla gelin ister partnerinizle gelin mutlaka yapacak bir şeyler bulacaksınız. Her köşede bir eğlenceye denk geleceksiniz ve yemek deneyiminden daha önce tuttukları eğlenceyi sonuna kadar yaşayabilirsiniz. Daha iyi bir yemek deneyimi için de ücrete dahil olmayan restoranları tercih edebilirsiniz.
- Dördüncüsü Katar’da gittiğimiz Katar Ulusal Müzesi oldu. Müzeyi dışarıdan görür görmez ikonik mimarisi zaten beni alıp götürdü. İçeriye girdiğimde ise bugüne kadar gördüğüm tüm o sıkıcı tarihi müzelerden çok daha başka bir şey gördüm; bu müzenin her yerinde interaktif alanlar vardı. Ayrıca teknolojiye de müzenin tarihi anlatımında büyük rol vermişler. Ziyaretçilerin dokunmatik ekranlar, sanal gerçeklik gözlükleri ve interaktif simülasyonlar aracılığıyla geçmişle etkileşimde bulunma fırsatı veren müze, öğrenmeyi eğlenceli ve etkileyici kılıyor. Müzede gezerken Katar’ın sadece köklerini değil modern tarafını da keşfedeceksiniz. Müzenin sadece mimarisi değil, iç dekorasyonu da oldukça etkileyici. Bir sonraki bölüme hep daha fazla heyecanla geçmeniz için ellerinden geleni yapmışlar. Ayrıca sanata verdikleri değeri anlattıkları bölümler de vardı. Geleneksel el sanatlarından çağdaş sanata kadar geniş bir yelpazede sanat eserlerini bünyesinde barındıran müze, Katar’ın sanat tarihini ve sanatçılarını tanıtmak amacıyla özel sergiler de düzenliyormuş. Böylece ziyaretçilerine yerel sanat sahnesini keşfetme fırsatı da veriyor.
- Tüm bunların dışında Dubai’deki Miracle Garden da şahane bir yerdi. Kapıdan girer girmez sizi içine çeken çiçekler, renkler ve karakterler ile burayı gezmekten çok keyif aldım. Tabi içtiğimiz tek bir meyve suyuna 10 Euro vermek dışında her şey şahaneydi. İçeride bir şey yiyip içmezseniz ya da arada göreceğiniz bir iki hediyelik dükkanını ya da oyuncakçıyı pas geçerseniz buradan çok mutlu ayrılırsınız. İçeride kocaman bir uçağın çiçeklerle giydirildiğini gördüm ve beni en çok şaşırtan sanırım o an oldu. Bunun dışında şirinler köyü de muhteşemdi. Zamanımız yetmediği için biz kuleye çıkamadık ama eğer siz giderseniz mutlaka çıkıp yukarıdan Miracle Garden’a bakmalısınız.
- Son olarak altıncısı ise Dubai Frame. Dubai Frame, eski ve yeni Dubai arasında postmodern bir köprü gibi başı dik duruyor şehrin orta yerinde. 150 metrelik sırım gibi boyu var ve yukarıya çıktığınız anda kocaman şehir bir anda küçücük kalıyor sanki. Dubai Frame’in en önemli özelliği ise, 150 metre yüksekte, ayaklarınızın altındaki cam yolda yürürken size aslında şehre farklı bir perspektiften bakma şansı sunuyor size. Ben ise ne hissettim biliyor musunuz, birkaç dakika önce aşağıdayken kafamı kaldırıp da yukarıya baktığımda öyle kocamandı ki. Ve dakikalar sonra şimdi aşağıdaki herkes küçücük kaldı. Tıpkı, içine girmeden önce bana kocaman gelen ama savaştıktan sonra “bu da neymiş ki” dediğim sorunlarım gibi. Bir sorunun boyutunu, aslında baktığımız yer belirliyor belki de.

Dubai & Abu Dabi & Katar & Umman Notlarım
DUBAİ
Bu şehri gezilecekler listemin en sonuna bile koymuyorken şu anda ilk beşte yer verdiğim kesin. Dubai’de yapacak o kadar çok şey var ki; çöl safari yapabilirsiniz, Dubai Frame’e çıkabilirsiniz, eğlence parklarına gidebilirsiniz, uçsuz bucaksız AVM’lerde alışveriş keyfini sonuna kadar yaşayabilirsiniz, helikopter turu yapabilirsiniz, marina ve palmiye alanlarında gezinebilirsiniz, denizin ve tertemiz sahillerin keyfini sürebilirsiniz, lüks restoranlarda yemek yiyebilir, gece eğlencesinin tadını çıkarabilirsiniz ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Bu şehre 10 kere gitseniz hepsinde de farklı farklı yapacak şey bulabilirsiniz.
Dubai dendiğinde aklıma onlarca şey geliyor ama eğer kız çocuğunuzla tatil planlıyorsanız Dubai Mall’un içindeki Mermaids of Arabia’ya mutlaka gitmelisiniz. Kızlar için inanılmaz ve unutulmaz bir deneyim olacağına inanın. İçeriye çocukla birlikte ücrete dahil olarak 1 kişi girebiliyor ve çocuk girer girmez tekerlekli ve çok süslü bir sandalyeye oturtuluyor. Kendisini tıpkı prenses gibi hisseden çocuğa önce kıyafeti seçtiriliyor ve giydiriliyor. Ardından da makyajı ve saçı yapılıyor. Daha sonra farklı pozlarda onlarca profesyonel fotoğrafı çekiliyor ve eğer isterseniz ikinizi de çekiyorlar. Çıkarken de size bir adet hareketli çerçeve (içinde tıpkı kar küresinin içindeki gibi sıvı ve parlak yıldızlar oluyor) ve bir flash bellekte de birçok fotoğraf veriliyor. İçerde kalma süreniz yarım saat ancak rezervasyon yaptırmayı sakın unutmayın!
Şimdi geldik Time Out Market’e. Burası da yine Dubai Mall içinde ayrı bir yemek bölümü. Time Out Market Dubai içinde birçok restoran var ve hepsi aynı tarz tabelalarla ve tasarımla orada bulunuyor. Ben içeriye girer girmez enerjisine bayıldım. Fırat geçen sene oraya gittiği için zaten bize de göstermek için çok heyecanlıydı ve anlattığı kadar varmış gerçekten. Birçok yemek bölümünün yanı sıra bir de bar bölümü var, oradan da içeceklerinizi alabilirsiniz. Peki ben orada ne yedim? İstiridye ve ahtapot burger hayatımda hiç denemediğim için bunları tatmayı çok istiyordum ama orada bulabileceğimi de asla düşünmemiştim. Ama bilin ne oldu; buldum! Çok ama çok güzel bir istiridye yedim. Güzel de bir ahtapot hamburger yedim. Ben şimdi Türkiye’de ve hatta Antalya’da nereden bulacağım bu kadar güzel istiridyeyi?

ABU DABİ
Burada gezdiğimiz yer sayısı çok azdı ve şehri tanıma fırsatım çok olmadı. Akılda kalan en önemli yer ise Şeyh Zayed Camisi. Biz bu camiye girişte yaklaşık 2-3 saat harcadık çünkü aşırı bir kalabalığa denk geldik. Çok fazla bekledik ama içeriye girdiğimizde tamamen beyaz mermerden yapılmış şahane bir yapı ile karşılaştık. Turdaki bazı kişiler haklı olarak, bu kadar beklemişken burada namaz da kılmak istedi ama bu mümkün olmadı. Kalabalık ve uzun bekleyişlerin ardından bu caminin notunun kırıldığı ikinci şey de bu oldu.

Yas adasındaki eğlence parkları Abu Dabi’nin imajını kurtardı. Burada biz Ferrari World ve Warner Bros parklarına gittik. Yas AVM’nin içinde bulunan Ferrari World benim beklentimi karşılamadı. Gittiğimizde bir çekim ekibi vardı ve orada yaklaşık 4 saat harcamamıza rağmen en iyi makinalara binemedik. İçeride birkaç iyi alan var ancak daha az zaman ayırabilirdik. Warner Bros’un bu kadar iyi olduğunu tahmin edemediğimiz için sadece 4 saat bize yetmedi. Warner Bros gerçekten şahane bir park. Yas Adası’ndaki bu büyülü tema park, Warner Bros stüdyolarının efsanevi karakterlerini ve hikayelerini canlandırarak ziyaretçilere benzersiz bir eğlence deneyimi sunuyor. Altı farklı temalı bölgeye ayrılan park, DC Comics’in süper kahramanlarına özel bir alan, çocuklar için Bugs Bunny ve arkadaşlarının bulunduğu özel bir bölge, Taş Devri sevenlerin bayılacağı bölge dahil birçok unutulmaz film ve dizi karakterini içeriyor.

Biz sanırım burada kızımız İdil’den daha çok eğlendik. Çeşitli oyuncaklar ve roller coasterlar bizi çok eğlendirdi. Ama tabi parkın birçok alanını gezmeye zamanımız yetmedi. Yas Island denilen bu bölgede Warner Bros ve Ferrari World ile birlikte toplam 4 park bulunuyor. Diğer ikisi de Sea World ve Waterworld. Biz gittiğimizde Watterworld zaten bir aylık bakımda olduğu için kapalıydı. 4 parktan ikisine girişimiz olduğu için biz Ferrari World ve Warner Bros’u seçtik. Ancak bir daha gitsem Warner Bros’u ve Sea World’ü seçeceğim kesin.
KATAR
Şehirde ilk gittiğimiz yer Katar Ulusal Müzesi oldu. Bu müze mutlaka görülmeli. Müze, alışık olduğunuz müzelere benzemiyor çünkü öncelikle ikonik mimari yapısı ile çok görkemli bir yapıya sahip. İçeriye girdiğinizde de interaktif alanlar ve teknolojinin işbirliği ile sunulan hareketli alanlar çok etkiliyor. Müze, Katar’ın tarihi köklerini ve hikayesini oldukça modern bir dille yansıtmış.

Katar Ulusal Müzesi, ziyaretçilere sadece tarihi bir yolculuk sunmakla kalmayıp aynı zamanda modern sanat ve mimarinin zarif bir örneği olarak da öne çıkıyor. Ülkenin kimliğini güçlendiren bu kültür hazinesi, Katar’ın geçmişiyle geleceği arasında köprüler kurarak, ziyaretçilere unutulmaz bir keşif deneyimi yaşatıyor.
Katar’ın eski çarşısı Souq Waqif bizim ikinci durağımız oldu. Buradan yükselen baharat ve tütsü kokuları eşliğinde eski mimarinin içinde alışveriş keyfi yaşayabilirsiniz. Ben bu pazarı çok sevmedim ama grupta tek sevmeyen ben olduğum için benim fikirlerim geçerliliğini yitirdi bence. Benim kokulara alerjim olduğu için burası bana biraz ağır geldi. Bir de bizim gittiğimiz zamanda çok kalabalık gruplar geldiği için istediğim yerden alışveriş de yapamadım. Yemek yeme yerleri, eğer seviyorsanız nargile kafeler ve yerel ürünleri alabileceğiniz dükkanları ile burada gezinmeye grubun geri kalanı bayıldı.
Katar çok zengin ve küçük bir ülke olduğu için Dubai ve Abu Dabi gibi burada da zengin yaşamın tüm kanıtlarını her an göreceksiniz. Bence Katar da bir kere daha sadece burası için gelinip gizli kalmış yerlerinin gezilmesi gereken bir şehir. Burada da yapacak çok şey bulunabilir.
UMMAN
Umman, tüm gezdiğim zengin Arap ülkelerinin arasında en geri kalmış ve nispeten bir Arap ülkesinde olduğunuzu en çok hissedeceğiniz şehir. Ancak buna rağmen Muskat şehri; palmiyeleri, bakımlı caddeleri, tertemiz plajları ile etkileyiciydi.
Buranın da liman bölgesindeki çarşısı Mutrah Souq’a gittik ama daha önce Katar’da olduğunda daha çok rahatsız olup çok erken çıkmak zorunda kaldım çünkü buranın üstü de kapalı olduğu için biraz rahatsız etti.
Ancak burada gördüğümüz Al Alam Sarayı ve Sultan Qaboos Camisi her açısıyla görmeye değerdi. Ayrıca şehirde yaptığımız gezintiden anladım ki binaları ve yolları da çok bakımlı ve temiz. Yani, Umman diğerlerinin arasında en az zengin yer olsa dahi birçok Arap ülkesinden çok çok daha iyi konumda.
Umman’da ziyaret ettiğimiz Royal Opera House da bizi etkileyen bir diğer yer oldu. Biz içine girmeden kapıdan baktık ama o bile yetti. Buradaki alışveriş alanında Umman’a özgü helva denedim ve bu benim için en unutulmaz tatlardan biri olabilir. Biraz pahalı geldiği için şehir merkezinden almak istedim ve tabii ki üçte biri fiyatına bulurken aynı tadı yakalamam mümkün olmadı. Alışveriş yerinde gördüğüm 9 Umman Riyaliydi. 1 umman Riyali ortalama 80 TL ve 350 gramlık bu helva yaklaşık 700 küsür TL’ye geliyordu. Ben pazardan 250 TL gibi bir rakama buldum hem de 1 kilosunu. Ama maalesef Opera binasının oradaki AVM’de denediğim tatla alakası bile yoktu. Orada helvayı safran ile yapıyorlar ve dolayısıyla pahalı. Ayrıca bizim helvalarımızla alakası yok, jölemsi bir yapıya sahip.
Kısacası tüm bu hikayelerle birlikte Muskat iyi ki görmüşüm diyeceğim bir yer olarak tarih notlarımda yerini aldı.
Costa Toscana Gemisi ile Dubai & Abu Dabi & Umman & Katar Gezisi Yapmalı Mıyım?
Bu bölgeleri gezmek istiyorsanız öncelikle dikkat etmeniz gereken ilk şey iklim olmalı. Geminin programı zaten mart ayında bitiyor. Zaten bu coğrafyayı ziyaret edecekseniz kış aylarında gitmeniz tavsiye edilir. Diğer türlü sıcak sizi çok zorlayacaktır.
Şimdi gelelim bölgenin en iyi gezilme şekline: Kara yoluyla mı yoksa deniz yoluyla mı? Ben ikisinin de ayrı güzellikleri olduğunu düşünüyorum. Gemi yolculuğu elbette ki çok konforlu. Beş yıldızlı bir yüzen otelde, neredeyse her gün başka bir manzaraya uyanarak lüks bir tatil gerçekleştiriyorsunuz ve valiz toplama derdi yok, sürekli yol yapma derdi yok. Biz gezimizi Costa Toscana gemisi ile yaptık. Gemi bazı konularda beklentimin biraz altında kalsa da beni yine de memnun etti elbette.
Çocuklu bir aile olarak iç kabin bizi biraz zorladı. Aklınızda olsun, eğer şartlarınız elveriyorsa mutlaka balkonlu kabinde yolculuk yapın, o zaman seyahatin keyfini iki kat fazla çıkarabilirsiniz. Ama tüm bunlara rağmen Costa Toscana gemisi oldukça eğlenceliydi. Ayrıca geminin yeni olmasının da artıları vardı elbet, her yer tertemiz ve gıcır gıcırdı.
Gemi tatilinde gemiye iniş binişler de göz korkutan detaylardan… Benim için korkunç bir deneyim olmadı. Daha önceden de MSC Cruises ile İtalya & Yunanistan taraflarına gitmiştim ve hatırladığım kadarıyla oradaki limanlarda iniş binişler için daha çok zaman harcamıştık. Tabi bu 10 sene önceydi. Bu süre içinde hem teknolojinin gelişmesi hem bu konudaki prosedürün yeni çağa ayak uydurmak zorunda kalması hem de limanlardaki farklılıktan olsa gerek beni çok da zorlamadı ya da fazla zaman kaybı olmadı.
Costa Toscana Gemisine İniş Binişler Nasıl Oluyor?
Costa kartınız sizin her şeyiniz; hem kimliğiniz, hem oda anahtarınız, hem de kredi kartınız. Gemiye iniş binişler için de yine o kartları kullanıyorsunuz. Eğer kartınızı kaybederseniz gemiden çıkamazsınız, bu yüzden resepsiyondan yenisini çıkarttırmanız gerekir.
İlk gün gemiye binerken pasaportlarınızı teslim edip Costa kartlarınızı alırken yaklaşık 15-20 dakika kadar beklemeniz dışında sizi en çok oyalayan iniş binişler, geminin limana ilk yanaştığı ve kapılarını açtığı anlar oluyor. O zaman diliminde bazı limanlarda hem o limanda inecek olan yolcular hem de gemiyle devam edecek yolcular aynı anda inmeye kalkınca küçük bir izdiham yaşanabiliyor. Bu zamanlarda kapı açıldıktan birkaç saat sonra gemiden indiğinizde o izdihama maruz kalmıyorsunuz ancak bunun da şöyle bir dezavantajı oluyor; gemi zaten kapılarını mesela 14.00’te açıyor ve o bölgede hava erken karardığı için (16.30-17.00 arası), siz 15.00 gibi çıkmak istediğinizde maalesef birkaç saat sonra hava kararacağı için gündüz aktiviteleri için zaman kalmıyor.
Tüm bunların dışında gemi iniş binişleri sizi zorlamayacak. Hatta bebek arabası ya da tekerlekli sandalye ile giriş yaptığınızda da asansörü kullanacağınız ve bazı yerlerde ayrı girişten geçeceğiniz için zorlanacağınızı düşünmüyorum. Bu arada gemiye iniş binişlerde neredeyse hiçbir yerde merdiven yok, olan yerlerde de yürüyen merdiven ve asansör kullanımı ile sizi mağdur etmiyorlar.
Sonuç olarak ben bu turdan çok mutlu döndüm. Hem gördüğüm şahane yerlerin etkisi hem de gemi ile gezmenin rahatlığı beni bir sonraki gemi turu için heveslendirdi. Tabi bir de, daha gezecek tonlarca yer varken ben Dubai hayalleri kuruyorsam bu şehir gerçekten görmeye değer. Dönüşte arkadaşlarıma anlata anlata onlara da Dubai’yi yaşattım ve heveslendirdim.
Şimdi sırada ne var bakalım. Spontane gezmelere bayılıyorum. Seyahat için valiz hazırlamak, gezilecek yerleri belirlemek, uğranması gereken mağazaları haritada işaretlemek benim işim. Bir sonraki yazıda görüşürüz…
Ebru Yılmaz