2022 Eylül ayında Lübnan gezisi için tüm geniş aile toplanıp giderken, bu gezinin hayatımın en iyi gezileri listesinin en başında yer alacağını nereden bilebilirdim ki? 5 gün süren bu şahane tatil boyunca muhteşem yerler gördük ama tatilin en unutulmaz tarafı neydi diye sorarsanız, size vereceğim cevap şu olurdu: Eğlencesi…
Bu adamlar gerçekten eğlenmeyi biliyor ve hayatı, yarınlar yokmuşcasına yaşıyor. O zaman, ekonomik olarak çok kötü bir durumda olmalarına rağmen dikkatimi çeken en büyük şey, gece mekanlarının nasıl olup da bu kadar dolu olabildiğiydi. İnsanlar faturalarını ödeyebilmek ve rahat rahat eğlenebilmek için Uber yapıyor ve çağırdığınızda bir Range Rover ile A noktasından B noktasına bırakılabiliyorsunuz. Yani o araca binen kişiler bile Uber yapmaktan utanmıyor, ne garip değil mi? Felsefeciler ve sosyologlar “sosyal statü” kavramını incelerken mutlaka burada bir süre yaşamalı.
Büyük Patlamanın Etkilerini Gördüm
Beyrut’ta giderken, Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020’de meydana gelen büyük patlamadan da etkilerinden de bihaberdim aslında. Yani elbette duymuştum ama üzerinde çok araştırma yapmamıştım. Eylül 2022’de yani patlamadan neredeyse 2 yıl sonra hala limandaki patlamanın olduğu binanın üzerinden dumanlar çıktığına şahit oldum. Bu bana çok korkunç gelse de ne rehber ne de şehirde yaşayanlar bunun travmatik etkisini yaşamıyordu. Yaşanılan şey ne kadar büyük olursa olsun, bunu normalleştirmek insanoğlunun en büyük süper gücü bence. Ve bizi hayata bağlayan mükemmel bir yetenek.
Limandan geçerken birçok yük gemisinin ve özel yatın yerle bir olduğunu gördüm. Orada milyonlar yan gelip yatarken sadece ekonomik etkisinin de duygusal etkisinin de ne kadar büyük olacağını tahmin edebilirsiniz. Bir anda sahip olduğunuz lükslerden koparılıyorsunuz. Orada yatı olan herkes aynısından on tane alabilecek ekonomik güce sahip olamayabilir, belki de bazısı evini satmıştı ve çocukluk hayalini gerçekleştirmişti. Elbette 235’ten fazla insanın ölümüne neden olan, binaları yıkan, işyerlerini yerle bir eden bu patlamanın etkilerinden bahsederken orada yatan yatları romantize ederek demagoji yapmak değil amacım. Ama tur otobüsü ile yanından geçerken bir yandan rehberin profesyonel ses tonu ile dinlediğimiz bu hikayenin perdesinin arkasını hayalimde canlandırmaya başladım ve bu an beni etkilemişti.
Binalar… Beyrut’un o muhteşem yapısını bazıları tamamen, bazıları yarım yıkılmış binaların arasında gezmek üzücüydü. Ama fark ettiğim bir şey var; bu güçlü patlamanın gücü bile Beyrut’un o sağlam binalarının hepsini yerle bir etmeyi başaramamış. Adamlar öyle sağlam inşa etmişler ki patlamaya en yakın olan bölgede bile onarılabilecek yani kurtarılabilecek çok bina var. Bu da takdire şayan.
Beyrut, içinde yaşadıkça alıştığınız ve aşık olabileceğiniz türden bir şehir. Yeme içme kültürlerinden ayrıntılı bahsedeceğim ama eğer bu kadar şey yaşamış bir halkın sanat filmini çekiyor olsaydım onları, evlerinden çıkmayan karakterler olarak kameraya yansıtmayı seçerdim. Bahsettiğim “bu kadar çok şey” sadece patlama değil elbette. Siz de mutlaka takip ediyorsunuz; ekonomik olarak kötü durumdalar, gittiğimde belediye çalışanları maaşlar ödenmediği için artık işini yapamaz olmuştu ve çöpler toplanmıyordu, elektrik kesintileri bazı mahallelerde 20 saate yaklaşmıştı ama biz gittiğimiz her yerde muhteşem bir pozitif enerji ile tüm bunların yaşandığını unuttuk. Beyrut halkının sihirli değneği var bence. Sadece Beyrutlular için değil, şehre giren herkes için mesai yapan bir sihirli değnek.
Beyrut’ta Eğlenemeyen Dünyanın Hiçbir Yerinde Eğlenemez
Tüm bu olumsuzluklardan bile ne kadar güzel bahsettim değil mi? Bunları, oraya gitmeden önce biri bana söyleseydi hayatta güzel bir tablo çizemezdim ama Beyrut’tan önce ve Beyrut’tan sonra olarak seyahat beklentilerimi ikiye ayırıyorum artık. Şehrin fizyolojik yapısı, içinde bulunduğu konjonktür ve birçok etken elbette hayalet etkiye sahip değil ancak üstün olan şey, içinde yaşayan insanların bakış açısı… Bir de şunu öğrendim; köyü kim yaktı sana ne, sen taranmaya devam et çünkü başka türlü bir mutluluk yok.
Beyrut Gece Hayatı
Kaç yaşındasın, nerelisin, nerden geldin? Beyrut’ta tüm bu sorular anlamını yitiriyor. Çünkü şehre karanlık çökünce insana enerji pompalayan bir enerjisi var Beyrut’un. Belki bir Jazz Bar’da ülkenin ünlü isimlerinin konserine denk geliyorsun, belki en meşhur diskoda sabahın aydınlığına kadar eğlencenin dibini sıyırıyorsun, belki müthiş bir restoranda vur patlasın çal oynasın yapıyorsun, belki de marinada şahane bir yemek yerken kulağından hiç kaybolmayacak melodiler eşliğinde An’ın içinde eriyip gidiyorsun.
Şimdi size şok olacağınız fiyatlardan bahsedeceğim;
Öncelikle DAR Restaurant’la başlayalım. Bu restoranda kişi başı 35 Dolar ile yemek rezervasyonumuzu yaptı rehber. İçinde sınırsız ana yemek (yanlış duymadınız, çünkü karışık et tabağımız boşaldıkça yenisi geldi) ve 20’ye yakın meze vardı ve onların da kaderi, bittikçe yeniden doldurulmaktı. Tüm bunların üzerine, her türlü alkollü ve alkolsüz içecek fiyatlarının çok uygun olduğunu ekleyin.
Yediğimiz yemekler ve mezeler öyle güzeldi ki sizlere anlatamam. Zaten meze konusunda bizimle çok net yarışırlar. Hayatımda hiç yemediğimiz mezeler yedim. Etler ise çok taze ve yumuşacıktı.
Peki ya eğlencesi… Fasıl ekibi bizi öyle derinden etkiledi ki, orada dinlediğimiz şarkıyı tüm aile aylarca açıp dinleyip oynadık. Hatta sözlerini çıkarıp ezberleyenlerimiz bile oldu. Dansöz şov ise bambaşkaydı. Kısacası, Beyrut’a gidip de DAR’a gitmeden olmazmış.
https://www.instagram.com/darbeirut.lb/
Daha sonra sadece bir şeyler içmek için oturduğumuz tüm barlarda inanılmaz uygun fiyatlar ödedik.
Bizim gittiğimiz zaman meşhur MusicHall kapalıydı ama daha sonra giden misafirlerimiz tarafından övgüyle çok bahsedildi. Bir sonraki Beyrut gezimizde (ki tekrar gitmeyi çok çok istiyorum), buraya mutlaka gitmek istiyorum.
https://www.instagram.com/musichall_beirut
Burak Rehber Beyrut’un Olmazsa Olmazlarında İlk Sırada
Şimdiye kadar onlarca tura gittim ve kim bilir kaç rehber gördüm. Bazılarının anlatımı çok şahaneydi, bazıları çok yardımcıydı, bazıları çok donanımlıydı, bazıları da en ince bilgileri ustalıkla veriyordu. Ama bunların hepsini tek bir kişide hiç görmemiştim. Anlatırken hayran kalacağınız, hem çok donanımlı hem de bu donanımını çok iyi aktaran Burak Rehberimiz Beyrut’ta yaşıyor ve 4 dili anadili gibi konuşuyor. Ülkenin her noktasını kendi evi gibi biliyor ve ne sorarsanız sorun cevabı var.
Tüm bunların dışında dikkatimi çeken bir başka şey de şu oldu, her gün başka bir kıyafetle çıktı karşımıza. Gündüz ayrı, akşam ayrı şıktı ve hep konsepte uygun giyinerek bizi şaşırttı. İşine verdiği önemi anlatan çok güzel bir ayrıntı bu bence. Ve gittiğimiz her restoranda önce bizim tüm siparişlerimizi almadan kendisi asla oturmadı. Ona tekrar buradan teşekkürü borç biliyorum. @rehber_lubnan
Lübnan yazımda bu gezinin durak noktalarını yazıyor olacağım ama önce, Beyrut’un kalbimde bıraktığı izi sizinle paylaşmak istedim. Bu şehre on defa gidilir ve hepsinde ayrı keyif alınır. Eğer şimdiye kadar hiç gitmediyseniz ya da erteleyip durduysanız bucket list’inize burayı eklemeyi unutmayın!
Ebru Yılmaz