Zeus, Poseidon ve Hades evreni paylaşmak üzere bir kura çekmişlerdir. Kuranın sonucunda Zeus (Jüpiter) göklerin, Poseidon (Neptünus) denizlerin, Hades (Pluton) ise yeraltının tanrısı olmuştur.
Bu hikâyenin kahramanları, Zeus’un Tanrıça Demeter’den doğmuş kızı Persephone ve Yeraltı Tanrısı Hades’tir.
Persephone, bir gün, kırlarda çiçek toplamaya gider. Çiçeklerin arasında elmas gibi parlayan bir nergis çiçeğine rastlar. Persephone’nin çiçeği aldığı sırada yer yarılır ve çatlaktan Hades çıkarak Persephone’yi kaçırır. Persephone’yi, hükümdarı olduğu yer altı ülkesine götürür (Persephone’nin yeryüzündeki ismi Kore’dir. Persephone ismi, o yer altına kaçırıldıktan sonra verilmiştir). Demeter, kızının çığlıklarını duyar ancak ne olduğunu anlayamaz. Günlerce kızını aramasına rağmen de Persephone’yi bir türlü bulamaz. Kızı sanki yer yarılmış da yerin dibine girmiştir. Sadece Demeter değil tüm şehir Persephone’nin yasını tutmaya başlar ve üzüntüden kentte çiçekler açmaz, başaklar büyümez olur. Sonunda, her şeyi gören ve bilen güneş tanrısı Helios, Demeter’e, kızının yer altına kaçırıldığını söyler. Zeus devreye girer ve Persephone’yi göndermesi için Hades’e elçiler gönderir. Bunun üzerine Demeter Olympos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir. Onun küsmesiyle toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrarlar.
Efsaneye göre, yer altında bir şey yendiğinde bir daha yeryüzüne çıkılması mümkün olmadığından Persephone’nin oradan ayrılması imkânsız hale gelmiştir çünkü bundan habersiz olan Persephone yer altında bir nar tanesi yemiştir. Bundan sonra tamamen yeryüzüne çıkması mümkün değildir ancak belki başka bir fikir bulunabilir.
Zeus düşünüp, bir orta yol bulur. Bu fikre göre, Persephone’nin, yılın üçte birini eşinin yanında, üçte ikisini annesinin yanında geçirmesine karar verilir. Bu nedenle dünya, Persephone’nin yeryüzüne çıktığı günlerde baharı yaşamaya, yeraltına indiği günlerde ise kışı yaşamaya başlar. Persephone’nin yeryüzüne çıkışı bahar bayramı olarak bütün Akdeniz dünyasında kutlanmaya başlanır.
11 Haziran’da Sicilya & Malta Yolcusuyuz
Antalya’dan direkt yapacağımız Sicilya & Malta Turu boyunca Sicilya’nın ve Malta’nın en merak edilen yerlerini göreceğiz. Tarihi hikâyeleri ile ünlü olan bu bölgelerde dolaşırken bölgenin güzelliklerine şahit olmanın yanı sıra, anlatıla anlatıla bitirilmeyen Katanya lezzetlerini de tatma fırsatı bulacaksınız.
Roma ve Bizans dönemlerinden günümüze kadar gelmeyi başaran tapınakları, sarayları, tiyatroları ve daha birçok yapıyı göreceğiz. Manastırların, kiliselerin ve tarihin izlerini taşıyan yapıların yanı sıra alışveriş için de zaman harcayacağız. Bu bölgeyi fethetmeden ülkemize geri dönmeyeceğiz…
Siz de bizimle birlikte bu macera dolu tura gelmek istiyorsanız, programı sitemizden inceleyebilirsiniz…