Şimdiye kadar ayağınızı bastığınız anda sizi, bir masal alemindeymişsiniz gibi hissettiren bir şehirle karşılaştınız mı? Eğer şimdiye kadar sizi öyle hissettiren bir yere gitmediyseniz, Brugge sizin için mükemmel bir başlangıç olacak çünkü burası, çikolatadan ve waffle’dan yapılmış bir kent gibi…
Sokakları, kiremit rengi üçgen çatılı taş evleri, gotik tarzdaki yapıları, faytonları, çarşıları ve Ren Nehri’nin oluşturduğu kanallarda dolaşan kanot denilen tekneleriyle, Brugge adeta bir masal diyarı… Bu şehirdeyken zamanın nasıl geçtiğine inanamayacaksınız çünkü her yer mis gibi çikolata kokarken, o dükkân senin bu cafe benim gezecek ve sonunda, saatlerce mis kokular içinde dolaşarak zamanı bitirdiğinize şaşıracaksınız…
Bu şehrin en güzel yanı ise sizde, Ortaçağ’a yolculuk etmiş hissi yaratması… Şehrin karakteristik yapısı, Ortaçağdan beri minumum düzeyde bozulma yaşayarak ve maximum seviyede korunarak Ortaçağ’dan günümüze kadar ulaşmış… Bu kentte attığınız her adımda tarihin görünmez kapılarından girecek ve geçmişin sınırlarında dolaşacaksınız…
Vikingler tarafından 9. yy’da keşfedilen Brugge, hayatınızda gördüğünüz en güzel yerlerden bir tanesi olarak hafızanıza kazınacak ve gördüğünüz her yerde Brugge’dan bir şeyler aramaya başlayacaksınız… Belki de seneler sonra Brugge sizi tekrar çağıracak ve o zaman, bu şehrin sokaklarına sizin de anılar bıraktığınızı görecek ve mutlu olacaksınız…
Çikolata ve Waffle kadar tatlı ve enfes bir tatil geçirmeniz dileklerimizle…
Brugge sizi çağırıyor, bu kendi keşfetmeye ne dersiniz…
Benelüks & Paris turumuzun en sevilen duraklarından birisi olan Brugge’u bizimle birlikte keşfetmeye ne dersiniz?
