Neleri gezdik, neler gördük; bir kısmına “buraya herkes gelmeli” dedik ve çevremizdeki herkese önerdik, bazı yerlere gittik ki “işte ben burada ömrümün sonuna kadar yaşarım” dedik, belki gittik bir yerlere ve geri dönmemek için bahaneler uydurduk da uzattık tatilimizi, hatta bazen öyle yerler gördük ki fotoğraflarla destan yazdık…
Şimdi geriye dönüp baktığımızda, neler gördük neler. Dünyanın ne yerlerinden ne anılarla döndük, neler bıraktık ya da oralarda öyle değil mi? İşte sizin için birkaç nokta daha hazırladım, eğer gitmeyi isterseniz bu sefer de benim aracılığımla yeni anılarınız olsun diye. Ne zaman seyahat planlarınızın durak noktaları olur bilmem ama görmeyi isteyeceğiniz birkaç nokta daha birikecek sanırım listenizde…
Hobbit Köyü – Yeni Zelanda: Yüzüklerin Efendisi ile Hobbitler hayatımıza girdi. Ardından ‘İki Kule’ ve ‘Kralın Dönüşü’ ile beraberliğimiz sürdü onlarla. Sonra bir süre göremedik onları ancak çok da geçmeden efsane ‘The Hobbit’ serisi ile kapılarını tekrar açtılar bize. İşte böylece Yeni Zelanda’yı duymayanımız kalmadığı gibi Hobbit Köyünün de müdavimlerinin sayısı artmaya başladı. Ben de “hayatımda burayı görmeden gözüm açık gider” diyenlerdenim aslında. “Cennet herhalde buna benzer” dedirten Hobbit Köyünün son zamanlarda ziyaretçi sayısı da gittikçe arttı.
Sardunya Adaları – İtalya: Turkuazın sizi içine çeken maviliği ve romantik ambiyansıyla Sardunya Adaları, balayı çiftlerinin en çok tercih ettiği rotasyonların içinde yer alıyor. Egzotik Ada, tarihi atmosferi ve doğal güzelliğiyle gerçekten baş döndürücü… İnce kumlu plajları kadar iç açıcı yaylaları ile de yılın yaklaşık 6 ayı turist ağırlayan ada, masif dağların görkemli manzarası ile birçok gezginin fotoğraf albümlerini süslemeye devam ediyor.
Ik Kil Cenote, Chichén Itzá – Meksika: Meksika’daki Chichén Itzá yakınlarında konumlanan Ik Kil Cenote’de yüzmek, ölmeden önce yaşanması gereken deneyimler arasında başı çekenlerden. Bir doğa harikası olan bu yerde renklere hayran kalacaksınız. Ik Kil Arkeoloji Parkı bulunan bu parkın içinde bulunan ve tabiî olarak meydana gelmiş “Cenote Ik Kil Doğal Çukuru” görenleri büyülüyor. Eşsiz bir güzelliğe sahip olan bu çukur, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Green Lake, Hochschwab Dağları – Avusturya: Burası eskiden bir gezi yoluymuş ancak yaz gelip dağlardaki buzullar eridiğinde burası bir dalış alanına dönmüş. Avusturya’da Hochschwab dağlarının arasında bulunan ‘Green Lake’ diye bilinen yeşil göl, dünyanın dört bir yanından her zaman adeta turist akınına uğruyor. Yaklaşık 1-2 metre derinliğindeki bu harika gölün suyu kış boyunca daima 6 ila 7 derece arasında değişiyor.
Kauai, Hawaii: Burada, şeker kamışı tarlalarının arasında kanal sörfü zevkini yaşayabilirsiniz. Bu yemyeşil suda botlarla yapacağınız sörf, hiç unutmayacağınız bir aktivite olacak.
Ruby Şelaleleri, Tennessee – Amerika: Amerika’nın Tennessee Eyaletinde Chattanooga şehrine yakın bir yerde konumlanan Ruby Şelaleleri, renkli ışıklandırmalarla daha da eğlenceli bir hâle gelen turistik bir çekim merkezi. Burada renklerin nasıl birbirleriyle sarmaş dolaş olduğunu gördüğünüzde unutamayacağınız bir renkler dansına şahitlik edeceksiniz.
Heaven’s Terrain (Cennet Yolu) – İrlanda: İrlanda’da her iki yılda bir 10-18 Haziran tarihleri arasında inanılmaz bir şekilde bir araya gelen bu yıldızlar, Heaven’s Terrain (Cennet Yolu) olarak adlandırılıyor. Bu deneyimi yaşamak için her defasında binlerce turist, İrlanda’ya koşuyor.
Atlantik Okyanusu Yolu – Norveç: Norveç’te bulunan Atlantik Okyanusu Yolu, Kristiansund ve Molde kasabaları yakınlarında konumlanıyor. Özellikle balıkçıların keşfetmeyi arzuladığı bu yol, özel araçlarla da gezilebiliyor.
Canaima Ulusal Parkı – Venezuela: UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Canaima National Park, muhteşem doğal güzellikleriyle tamı tamına 30,000 km²′lik bir alan kaplıyor. Güneydoğu Venezüela’da yer alan park, aynı zamanda Brezilya ve Guyana ile sınır komşusu.
Twin-Lagoon, Coron – Filipinler: Turkuaz sularıyla dikkat çeken Twin Lagoon, hem yüzüp hem de pek çok fotoğraf çekebileceğiniz bir seyahat adresi. Huzur ve dinginliğin de Filipinler’deki Twin Lagoon’da sizleri beklediğini burada belirtmekte fayda var.