Her yıl dünyanın birçok noktasından milyonlarca turist gelmesinden de anlıyoruz ki Karayipler görülmeye değer, muhteşem bir bölge… Üstelik sadece yüzeydeki doğal güzellikleri ile de değil, aynı zamanda su altındaki gizemli dünyasıyla da görenleri kendine hayran bırakıyor. Sakin kristal suları ve tropikal deniz yaşamı ile yüzlerce adada dalış yapan tutkunları için adeta bir cennet. Ancak bu geniş coğrafyada bazı noktalar, tecrübeli dalgıçlar için adrenalin dolu, eşsiz deneyimler sunuyor ve fiziksel yapısı ile diğerlerinden ayrılıyor. Karayipler’in derinliklerinde bulunan unutulmaz batıklar, mercan resifleri ve egzotik deniz canlıları, deneyimli dalgıçları büyüleyici bir dünyanın kapısından içeri davet ediyor.
Bu bölgede yer alan dalış noktaları, her biri kendine has özellikleriyle tecrübeli dalgıçlar için maceralarla dolu birer durak niteliğinde. Birçok dalış bölgesi, tarihle iç içe geçmiş hikayelere de ev sahipliği yaparken, bazıları doğanın muhteşem güçlerinin şekillendirdiği su altı mağaralarından oluşuyor. Şimdi hazırsanız Karayipler’in en iyi dalış noktalarına doğru derin bir yolculuğa çıkalım…
1. Belize – The Great Blue Hole
Karayipler’in belki de en ikonik dalış noktalarından biri Belize’deki Great Blue Hole. Dünyanın dört bir yanından dalgıçları kendine çeken Great Blue Hole, görenleri hayrete uğratan devasa bir su altı mağarası. Yüzeyde 300 metre çapında devasa bir daire oluşturan dalış noktası, yaklaşık 124 metre derinliğe kadar iniyor. Great Blue Hole’ün hikayesine baktığınızda, binlerce yıl önce bir mağara tavanının çökmesiyle oluşmuş olduğunu göreceksiniz. Doğal bir su altı harikası olan Great Blue Hole, size kendinizi cennete gibi hissettirecek.
Dalış esnasında, farklı derinliklerde yer alan devasa sarkıtlar ve dikitler keşfedeceksiniz. Bu bölgenin en etkileyici ayrıntılarından biri de şu; 30 metreden daha derinlere indikçe, sıcaklık ve renk değişimi dalgıçlar üzerinde unutulmaz bir etki bırakıyor.
Burada, suyun mavisinin her tonunu görmek mümkün. Dalış sırasında büyük köpekbalıklarının da sıklıkla görüldüğünü söylemeliyiz. Genellikle boğa köpekbalıkları, çekiçbaşlı köpekbalıkları ve hemşire köpekbalıkları bu derinliklerin sakinlerinden.
Great Blue Hole, doğal güzelliğinin yanı sıra, Jacques Cousteau’nun bu bölgeyi “dünyanın en iyi dalış noktalarından biri” olarak tanımlamasıyla da ün kazandı. Cousteau’nun araştırma gemisi Calypso ile bu su altı harikasını keşfetmesi, dalgıçların ilgisini daha da artırmayı başardı.
2. Cayman Adaları – Bloody Bay Wall
Cayman Adaları, dalış dünyasında çok önemli bir yere sahip. Little Cayman adasında bulunan bu duvar dalışı, dalgıçları inanılmaz bir denizaltı macerasına sürükler. Burada dalış şöyle başlıyor: Duvarın kenarında 18 metreden, aniden 1000 metre derinliğe inen bir uçurumla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu devasa uçurum, hem görsel açıdan büyüleyici hem de fiziksel olarak heyecan verici bir deneyim yaşatıyor. Adrenalin, macera ve sualtı keşfini seviyorsanız bu bölgeyi mutlaka görmelisiniz.
Deneyimli dalgıçlar, Bloody Bay Wall’da devasa süngerler, parlak mercanlar ve deniz kaplumbağaları ile karşılaşabiliyor. Aynı zamanda, kartal vatozları ve narin aslan balıkları gibi birçok deniz canlısı da yine bu uçurumun etrafında süzülerek muhteşem bir görsel şölen yaşatıyor. Bloody Bay Wall, rengarenk deniz yaşamı ile adeta su altı fotoğrafçılarının da cenneti.
Anlatılan bir efsaneye göre, eskiden burada korsanlar saklanır ve kanlı savaşlar yaparlarmış. Adını buradaki eski korsan savaşlarından aldığı söylenen Bloody Bay, hem tarihiyle hem de dalgıçları büyüleyen doğasıyla her yıl binlerce dalgıcın tercih sebebi oluyor.
3. Honduras – Roatán’daki Mary’s Place
Roatán Adası, Karayipler’deki en popüler dalış bölgelerinden biriyken Mary’s Place de bu adadaki en ikonik dalış noktalarından biri olarak tanınıyor. Bu dalış noktası, muazzam bir yarık ile adından sıkça bahsettiriyor. Mary’s Place, yaklaşık 30 metre derinlikte yer alan iki devasa mercan duvarının oluşturduğu dar bir geçit ve bu sebeple dalgıçlara heyecan dolu dakikalar yaşatıyor. Dalgıçlar, bu duvarlar arasında yüzerken kendilerini adeta başka bir dünyada gibi hissederler.
Mary’s Place’in benzersiz yapısı, deniz yaşamının yoğunluğu ile birleşince ortaya bambaşka bir dünyanın hikayesi çıkıyor. Gümüşi barrakudalar, akrep balıkları ve vatozlar burada sıklıkla karşılaşılan türlerden. Aynı zamanda bu duvarın derinliklerinde deniz atları gibi nadir bulunan canlılarla karşılaşmak da mümkün. Dalış esnasında, mercan duvarlarının üzerindeki minik renkli deniz yaratıkları ve yumuşak mercanlar büyüleyici bir manzara sunuyor.
Mary’s Place, bir zamanlar sadece yerel dalgıçlar tarafından bilinen gizli bir yerken bölgenin büyüleyici yapısı ve sunduğu deneyim, kısa sürede tüm dünyadan dalgıçların ilgisini çekti ve her geçen gün popülerleşerek adını duyurdu.
4. Turks ve Caicos – The Walls of Grand Turk
Turks ve Caicos Adaları, berrak suları ve muhteşem mercan resifleri ile oldukça ünlü. Özellikle Grand Turk adası çevresinde yer alan mercan duvarları, tecrübeli dalgıçlar için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu duvarlar, genellikle 20-30 metrelik bir derinlikten başlar ve aniden okyanusun derinliklerine doğru uzanır. Mavi derinliklerin uçurum kenarında dalış yapmak, adeta bir boşluğa süzülmek gibi hissettirdiği için adrenalin duygusunu da oldukça yüksek yaşatır.
The Walls of Grand Turk, balina köpekbalıkları, orfozlar ve dev kaplumbağalar gibi birçok büyük deniz canlısına ev sahipliği yapar. Dalgıçlar burada suyun berraklığından ötürü, metrelerce uzaklığı bile net bir şekilde görebildikleri için denizin altındaki dünyayı doyasıya yaşarlar. Özellikle kış aylarında, bölgeden geçen humpback balinaları ile karşılaşmak bile mümkün. Bu devasa yaratıklar, bazen dalgıçlara çok yakın bir mesafede geçer ve onlara unutulmaz anlar yaşatır.
Grand Turk adası, dalış dışında tarihiyle de oldukça ilgi çekici. Bu adanın Kristof Kolomb’un 1492’de Yeni Dünya’ya ilk adım attığı yer olduğu düşünülüyor. Ve elbette bu tarihi bağ, adanın büyüleyici su altı dünyasına farklı bir derinlik kazandırıyor.
5. Dominika – Champagne Reef
Dominika adasındaki Champagne Reef, su altı volkanik aktivitelerinin oluşturduğu eşsiz bir dalış noktası. Deniz tabanındaki volkanik gazlar, suyun altında baloncuklar oluşturarak adeta bir şampanya etkisi yaratır ve görenleri hayrete düşürecek kadar görsel bir şölen sunar. Bu benzersiz özellik sayesinde Champagne Reef, Karayipler’deki en sıradışı dalış noktalarından biri kimliğine sahip.
Deneyimli dalgıçlar burada, deniz tabanından yükselen sıcak gaz baloncukları arasında yüzmenin keyfini çıkarırken, aynı zamanda renkli mercanlar, kral yengeçleri, mürenler ve ahtapotlar gibi birçok canlı türünü de gözlemleyebiliyorlar. Volkanik aktivitenin yarattığı sıcak su akıntıları, bu bölgedeki deniz yaşamının zenginliğine katkıda bulunur.
Champagne Reef’in büyüleyici su altı dünyası, dalgıçlar arasında adeta bir gizli hazine olarak kabul görür. Dominika’nın mistik atmosferi ve bu doğal harikası, su altı meraklılarına unutulmaz bir deneyim yaşatır.
6. Bonaire – Salt Pier
Bonaire, dalış tutkunlarının favori destinasyonlarından biri olarak bilinir. Salt Pier ise bu adanın en ünlü dalış noktalarından biri olarak tanınır. Adanın batı kıyısında bulunan Salt Pier, adını tuz ihracatında kullanılan iskeleden alıyor. Buradaki su altı manzarası, iskele yapısının devasa ayakları etrafında gelişen zengin deniz yaşamıyla büyüleyici bir hikaye yansıtır.
Bu bölgede, kartal vatozları, deniz kaplumbağaları, moray yılan balıkları ve barrakudalar ile sıkça karşılaşabilirsiniz. Iskelenin dev sütunları, mercanlar ve süngerlerle kaplanmış olup bölgeye rengarenk ve mistik bir atmosfer kazandırır. Sadece gündüz dalışları değil, aynı zamanda gece dalışları da burada oldukça popüler. Geceleri, bölgedeki deniz canlıları daha aktif hale geldiği için mürenler, ıstakozlar gibi farklı türler de ortaya çıkıyor.
Salt Pier’in dalış dünyasındaki popülerliği, adeta sıradan bir endüstriyel iskele yapısının doğanın mucizeleriyle nasıl bir sanat eserine dönüşebileceğinin bir kanıtı gibi. Bonaire, dalgıçların, koruma altındaki mercan resiflerini ve zengin biyolojik çeşitliliği keşfetmesi için ideal bir yer.
7. Saba Adası – The Pinnacles
Karayipler’deki en iyi dalış noktalarından biri olan Saba Adası, Pinnacles adlı derin su volkanik oluşumlarıyla tanınır. Bu bölgedeki su altı dağları, tecrübeli dalgıçlar için heyecan verici ve büyüleyici bir macera sunar. Yeryüzündeki en küçük adalardan biri olan Saba, su altında ise devasa bir ekosistemle kaplıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=gJ0LgLJIZLA
Pinnacles, deniz tabanından 30 metre yükselen volkanik oluşumlardır. Bu dağ benzeri yapıların etrafında devasa mercan resifleri gelişmiştir ve bu da çok sayıda deniz canlısına ev sahipliği yapar. Özellikle okyanus beyaz uçlu köpekbalıkları, orfozlar ve kartal vatozları gibi büyük deniz canlıları burada sıkça görülür.
Saba Adası’nın derinliklerinde yer alan Pinnacles, aynı zamanda güçlü akıntılar ve yüksek derinlikleri nedeniyle tecrübeli dalgıçlar için ideal bir meydan okuma sunar. Burada yapılan dalışlar, yalnızca su altı güzelliklerini keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda dalgıçların fiziksel ve mental becerilerini de sınar.
8. Saint Croix, Virgin Adaları – The Wall at Cane Bay
Saint Croix’daki Cane Bay Wall, Karayipler’deki en ünlü duvar dalış noktalarından biri. Cane Bay sahilinden kısa bir yüzme mesafesinde bulunan dalış noktası, deniz tabanı aniden dik bir şekilde düşerek, 900 metre derinliğe kadar uzanan bir uçuruma dönüşür. Bu duvar, adeta su altında bir kanyon gibi görünür ve bu heyecan verici yapı, özellikle deneyimli dalgıçlar için keşfedilecek sonsuz derinlikler vadeder.
Cane Bay Wall’da, deniz kaplumbağaları, kartal vatozları, resif köpekbalıkları ve çeşitli renkli resif balıkları sıkça görülür. Özellikle bahar aylarında burada balina köpekbalıkları ile karşılaşma şansı da var ki bu da bölgeyi dalgıçlar için cazip kılan nedenlerden biri. Bölgedeki mercan resifleri oldukça zengin ve canlı olduğu için dalış sırasında su altı fotoğrafçılığı için de mükemmel fırsatlar sunar.
Bölgeyi keşfederken adrenalini artırmak isteyenler, Cane Bay Wall’da gece dalışları yapmayı tercih ediyor. Gece boyunca aktif olan birçok deniz canlısı ortaya çıkar, bu da dalış deneyimini daha da unutulmaz kılar.
9. Grenada – Bianca C
Karayipler’deki en büyük batık dalış noktalarından biri Bianca C, Grenada’nın güney sahilinde bulunuyor. “Karayipler’in Titanic’i” olarak da anılan Bianca C, 1961 yılında bir yangın sonucu batmış devasa bir yolcu gemisi. Geminin batışı sırasında 400’den fazla yolcu kurtarılmış, ancak gemi tamamen sulara gömülmüş. Bu olay, Grenada’da derin bir iz bırakmış ve dalgıçlar için bu batık bir cazibe merkezi haline gelmiş.
Gemi, yaklaşık 50 metre derinlikte yer alıyor. Burası yıllar içinde tecrübeli dalgıçlar için ideal bir keşif noktası haline geldi. Bianca C’nin devasa yapısı, mürettebat güverteleri, yüzme havuzları ve makineleri ile hala keşfedilmeyi bekliyor. Geminin etrafı, barrakudalar, balık sürüleri ve kartal vatozları gibi birçok deniz canlısıyla dolu. Dalış sırasında geminin ihtişamlı gövdesi dalgıçları büyüler ve adeta zaman içinde bir yolculuğa çıkarır.
Bianca C batığı, tecrübeli dalgıçlar için sadece bir keşif değil, aynı zamanda tarihe bir yolculuk anlamına da geliyor. Bu devasa geminin su altındaki varlığı, dalgıçlar için hem heyecan verici hem de düşündürücü.
10. Cozumel, Meksika – Santa Rosa Wall
Cozumel, Karayipler’in en ünlü dalış bölgelerinden biri olmasının yanı sıra Santa Rosa Wall, adanın en ikonik dalış noktası olarak bilinir. Bu bölge, dramatik sualtı duvarı ve mercan resifleriyle deneyimli dalgıçlar için adeta bir su altı cenneti sunar. Santa Rosa Wall, deniz tabanından yaklaşık 15 metre derinlikte başlar ve 40 metre derinliğe kadar uzanır. Dalgıçlar, bu duvarın kenarında süzülerek mercan resiflerinin ve çeşitli deniz canlılarının zenginliğini keşfedebilirler.
Santa Rosa Wall’da kartal vatozları, şahin gagalı deniz kaplumbağaları, orfozlar ve gri resif köpekbalıkları sıkça görülür. Aynı zamanda renkli mercanlar ve süngerler, bu bölgenin su altı manzarasını daha da büyüleyici hale getirir. Güçlü akıntılar nedeniyle Santa Rosa Wall, özellikle tecrübeli dalgıçlar için ideal bir dalış noktası. Dalgıçlar, duvar boyunca süzülerek suyun derinliklerine inerken akıntının da etkisiyle hızlı bir keşif yapabilirler.
Santa Rosa Wall, Jacques Cousteau tarafından keşfedildiğinden bu yana dalgıçlar arasında büyük bir üne kavuşmuş. Cozumel’in su altı dünyası, deneyimli dalgıçlar için unutulmaz bir deneyim sunar ve Santa Rosa Wall da bu deneyimin en önemli parçalarından biri.