Sizleri tarih ve romantizmin muhteşem birleşimiyle dolu olan Verona’ya davet etmek istiyorum. İtalya’nın kuzeyinde yer alan bu büyülü şehir, Shakespeare’in ünlü eseri Romeo ve Juliet’in geçtiği mekan olarak dünya çapında tanınır. Ancak, Verona sadece bu efsanevi aşk hikayesiyle değil, aynı zamanda tarihi zenginlikleri, kültürel mirası ve nefes kesen manzaralarıyla da büyüler.
Verona’ya ilk adım attığımda, kendimi bir zaman tünelinde yolculuk yapıyormuş gibi hissettim. Sokaklardaki antik yapılar, tarih kokan meydanlar ve sıcak insanların gülümsemesiyle günüm güzelleşti, şehre bakışım çok daha güzelleşti.Burada insanlar kendilerini mutlu eden şeylerin içinde uzun uzun kalmayı ve anın tadını çıkarmayı çok iyi biliyor gibi.
Ancak, benim için en büyülü deneyim, Casa di Giulietta’yı ziyaret etmek oldu. Senelerdir merak ettiğim, filmini defalarca seyrettiğim ve ziyaret eden arkadaşlarımdan keyifle dinlediğim Casa di Guilietta’ya sonunda gitmek benim için paha biçilemezdi. Juliet’in Evi olarak da bilinen bu ev, Romeo ve Juliet’in aşkının sembolü haline gelen ve her yıl, tüm dünyadan yüz binlerce turist ağırlayan muhteşem bir yer.
Casa di Giulietta’in, Juliet’in yaşadığı ev olduğu sanılıyor. Aslında evin balkonu her iki sevgilinin de birbirlerine aşklarını ilan ettikleri yer. Başrollerini Amanda Seyfried ve Vanessa Redgrave’in paylaştığı “Juliet’e Mektuplar” (2010) filmi de burayı daha da ünlü hale getirdi. Bu filmin bir başyapıt olduğunu elbette ki söyleyemeyiz ama romantizm seviyorsanız ve Romeo ve Juliet’i merak ediyorsanız mutlaka izlemelisiniz.
Burada sizi bekleyen en romantik şeyler neler olacak?
Avluya adımınızı attığınız andan itibaren o aşkın büyüsüne kapılmış gibi olacaksınız. Sanki görünmez bir sevgi enerjisi sizi kucaklıyor gibi hissedeceğinize neredeyse eminim. Sonra binanın duvarlarındaki aşk mektupları dikkatinizi çekecek. Burada o aşkın naifliğini ve tutkusunu hissedeceksiniz. Ardından da ziyaretçilerin sevgi dolu notları kalbinize dokunacak. Tüm bunlardan, hissettiğim ama aktaramadığım başka onlarca sebepten ve sizin kendi ruhsal durumunuza göre fark edeceğiniz ya da hissedeceğiniz bambaşka sebeplerden dolayı da anlayacaksınız ki, burası gerçekten çok özel bir yer. Ayrıca Juliet heykeline dokunmak ve dilek tutmak için sıraya giren ziyaretçileri görmek, aşkın ve romantizmin gerçekten evrensel olduğunu hissettirdi. İnanışa göre, Juliet heykelinin sağ memesini ovalarsanız size iyi şans getiriyor. İşte tam da bu sebepten her yıl yüz binlerce kişi, heykele dokunarak gerçek aşklarını bulmayı umuyor.
Evin içine girdiğinizde ise Juliet ve ailesi gibi insanların nasıl yaşadığına dair iyi bir fikir edineceksiniz. Juliet’in, aslında kendi yatağı olmayan, Franco Zeffirelli’nin Romeo ve Juliet (1968) filmindeki aşk sahnesinde kullanılan yatağına hayran kalabilirsiniz.
Eğer sevginizi ifade etmek ve Juliet’e – ya da başka birine – bir aşk mektubu yazmak istiyorsanız tam yerinde olacaksınız. Juliet gerçekten postalarını okuyor mu tabii ki bilmiyoruz ama siz bir rütüeli gerçekleştirmek için bile bunu yaparak anılarınızı zenginleştirebilirsiniz. Hatta dilerseniz orada olan birkaç bilgisayardan birini kullanarak da mektubunuzu yazabilirsiniz.
Bu evi ziyaret etmenin en güzel yanlarından biri de, senelerce saklayacağınız hatta torunlarınıza bile bırakabileceğiniz bir fotoğraf karesi… O çok meşhur Juliet balkonunda poz vermeyi sakın unutmayın!
Burası Juliet’in gerçek evi mi?
Peki buranın gerçekten Juliet’in evi olduğuna gerçekten inanıyor muyuz? Tabii ki hayır. Juliet ve Romeo gerçekte ne yazık ki hiçbir zaman var olmadılar. Hatta size çok daha şaşırtıcı bir şey söyleyeyim mi? William Shakespeare hayatı boyunca Verona’yı bir kez bile ziyaret etmedi. Ve başka bir şey daha; Juliet’in ünlü balkonu aslında binaya 20. yüzyılda eklendi.
Verona şehri, evi 1905 yılında Dal Capello ailesinden satın aldı. Artık Capello ve Capuleti (Juliet’in soyadı) kulağa hemen hemen aynı geliyor, dolayısıyla bu evi Juliet’in yaşadığı yer olarak ‘satmak’ kolaydı.
Peki tüm bu gerçekliğe rağmen, hala milyonlarca turist neden burayı ziyaret etmeye devam ediyor? Çünkü aşk hikayeleri o kadar güçlüdür ki, her zaman kazanır. Juliet’in evi, aşk ritüelleriyle dolu bir yere dönüşürken buranın enerjisini dönüştürmeye Shakesphare başta olmak üzere milyonlarca insan yardım etti. Bugün, avluya girdiğiniz andan itibaren hissettiğiniz o güçlü aşk enerjisi, ortak düşüncede ve hissiyatta olan insanların eseri.
İPUCU
Juliet’e mektup yazmak için aslında Verona’ya kadar gitmenize gerek olmadığını da bilmelisiniz. Elbette oranın enerjisini hissetmek çok önemli ama konu sadece Juliet’e mektup yazmaksa size başka bir yol önerebilirim. www.julietclub.com adresine girerek mektubunuzu gönderebilirsiniz.
On yıllardır Verona şehri her yıl binlerce mektup alıyor ve bunların çoğu Juliet’e gönderiliyor. Mektuplar Juliet Kulübü’nün (Club di Giulietta) gönüllüleri tarafından okunuyor ve yanıtlanıyor. Kulüp ayrıca Juliet’in Doğum Gününde (Eylül ayında) şenlikler düzenliyor. Daha fazla bilgi için www.julietclub.com adresine bakın, belki siz de Juliet’in gönüllü sekreterlerinden biri olur ve gelen mektupları yanıtlamak istersiniz.
